Bir ben var ki
Herkese merhaba!
Dur bakiyim en son yazımdan beri kaç gün olmuş yazmayalı? Uf çok olmuş, neyse. İnternetsizim, bilgisayarsızım bir de yetmezmiş gibi zat-ı alileri "akıllı" olan telefonum da aramadan başka bir şey yapamaz oldu ve benim elim kolum işte böyle bağlandı. Sonra ne oldu? Hayatımın en dolu bu döneminde paylaşmak istediğim onlarca şey oldu ama sözcükler parmak uçlarıma kadar bile gelemedi.
Taşındım sevgili dostlar, hem de İstanbul'a... Geleli bugün tam bir hafta oluyor. Her şey bir hafta içinde oldu. O kadar çabuktu ki vedalaşamadığım bir çok dostum oldu.
İzmir'den ayrıldığım güne ulaşana kadar bu anı sorunsuz yaşayabileceğime inancım hala yoktu. Kapanmayı bekleyen bavullar, ne götürsemler, peki ya taşıyabilir miyimler, ardımda bırakmak istemediklerim- ki bunlar genellikle bavula sığdıramayıp fotoğraflarıyla bana eşlik eden dostlardı, her kapanışta bir sebeple açılan bavula giren kedilerim -bu arkadaşlar da bavula sığmayıp kalbimde bana eşlik edenler ve derken en nihayetinde tüm çantaları yüklenip o evden çıkışım. Bu kez dönüş biletim olmadığı fikri içimde bir öküzcük olarak zaten yer etmekteydi. Bir de bir şehirden bir şehre taşınıyor olma fikri en baş edemediğimdi. Daha önce de yaşadım benzerini. Lisede, hele bir de o küçük yaşımda, ailemden ayrılıp İzmir'e geldim. Ama o zaman maaile yanımdaydı taşınırken ve ne kadar bırakıp gitseler de yalnız hissetmemiştim kendimi. O gün ise dev yalnız hissettim işte. Büyümek dedikleri... O yüzden de sabahından akşamına biri duygusallık oranı yüzde 'i geçen bir şey sorduğunda benim hazırda bekleyen göz yaşlarım pıt pıt düşer oldu.
Neyse ki İstanbul gelir gelmez beni sardı ve eve gidiş yolunda hooop bir otobüs kazası.Çığlıklar, curcuna, düşenler falan derken evet dedim harbiden İstanbul'a "hoş" geldim. Sonrası geldi zaten. Hemen ertesi gün eğitimlerim başladı ve o tempoya alışmaya çalışırken bir taraftan da kendime bir düzen arama telaşı sardı. Ama bana sorarsanız taşınma konusunda hala işin ciddiyetini kavradığımı söyleyemem. Ne zamanki bir evim, bir odam olacak burada o zaman bu ait hissetme problemini de çözebileceğiz sanırım. Aranızda çokça İstanbullu var biliyorum. Vintage dükkanlarından tutun da farklı etkinliklerine, İzmir'de yoktur ama İstanbul'da var dediğiniz her şeye veya bu şehirle ilgili motivasyon içerikli her önerinize yorumlarda açım arkadaşlar aç! :)
Tüm düşüncelerden arındığımda ise içimdeki huzuru hissedebiliyorum. Yeni bir başlangıç hiç bu kadar yeni olmamıştı hayatımda. Yeni işim için motivasyonum inanılmaz yüksek.
Yani özünde her şey çok güzel olacak, hele bir ben alışayım.
Dur bakiyim en son yazımdan beri kaç gün olmuş yazmayalı? Uf çok olmuş, neyse. İnternetsizim, bilgisayarsızım bir de yetmezmiş gibi zat-ı alileri "akıllı" olan telefonum da aramadan başka bir şey yapamaz oldu ve benim elim kolum işte böyle bağlandı. Sonra ne oldu? Hayatımın en dolu bu döneminde paylaşmak istediğim onlarca şey oldu ama sözcükler parmak uçlarıma kadar bile gelemedi.
Taşındım sevgili dostlar, hem de İstanbul'a... Geleli bugün tam bir hafta oluyor. Her şey bir hafta içinde oldu. O kadar çabuktu ki vedalaşamadığım bir çok dostum oldu.
İzmir'den ayrıldığım güne ulaşana kadar bu anı sorunsuz yaşayabileceğime inancım hala yoktu. Kapanmayı bekleyen bavullar, ne götürsemler, peki ya taşıyabilir miyimler, ardımda bırakmak istemediklerim- ki bunlar genellikle bavula sığdıramayıp fotoğraflarıyla bana eşlik eden dostlardı, her kapanışta bir sebeple açılan bavula giren kedilerim -bu arkadaşlar da bavula sığmayıp kalbimde bana eşlik edenler ve derken en nihayetinde tüm çantaları yüklenip o evden çıkışım. Bu kez dönüş biletim olmadığı fikri içimde bir öküzcük olarak zaten yer etmekteydi. Bir de bir şehirden bir şehre taşınıyor olma fikri en baş edemediğimdi. Daha önce de yaşadım benzerini. Lisede, hele bir de o küçük yaşımda, ailemden ayrılıp İzmir'e geldim. Ama o zaman maaile yanımdaydı taşınırken ve ne kadar bırakıp gitseler de yalnız hissetmemiştim kendimi. O gün ise dev yalnız hissettim işte. Büyümek dedikleri... O yüzden de sabahından akşamına biri duygusallık oranı yüzde 'i geçen bir şey sorduğunda benim hazırda bekleyen göz yaşlarım pıt pıt düşer oldu.
Neyse ki İstanbul gelir gelmez beni sardı ve eve gidiş yolunda hooop bir otobüs kazası.Çığlıklar, curcuna, düşenler falan derken evet dedim harbiden İstanbul'a "hoş" geldim. Sonrası geldi zaten. Hemen ertesi gün eğitimlerim başladı ve o tempoya alışmaya çalışırken bir taraftan da kendime bir düzen arama telaşı sardı. Ama bana sorarsanız taşınma konusunda hala işin ciddiyetini kavradığımı söyleyemem. Ne zamanki bir evim, bir odam olacak burada o zaman bu ait hissetme problemini de çözebileceğiz sanırım. Aranızda çokça İstanbullu var biliyorum. Vintage dükkanlarından tutun da farklı etkinliklerine, İzmir'de yoktur ama İstanbul'da var dediğiniz her şeye veya bu şehirle ilgili motivasyon içerikli her önerinize yorumlarda açım arkadaşlar aç! :)
Tüm düşüncelerden arındığımda ise içimdeki huzuru hissedebiliyorum. Yeni bir başlangıç hiç bu kadar yeni olmamıştı hayatımda. Yeni işim için motivasyonum inanılmaz yüksek.
Yani özünde her şey çok güzel olacak, hele bir ben alışayım.
Kaynak |
Sevgiler,
İlham Kedisi
Deneme bir-ki! :) Beraber keşfedelim o yeni yerlerii. :)
YanıtlaSilEveet!! İlk eglenceli kesfimiz icin sabirsizlaniyoruum :))
Sil