Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Akordiyon ve soğan

Akşam üzeri sarı ışıklı mutfağımdayım. Bahçe kapısı açık. Arada bir kediler geçiyor kapının önünden beni dikizleyerek. Ben de yan yan onlara bakıyorum ama gözlerimin hiç hali yok. Burnumu çeke çeke soğan doğramakla uğraşıyorum çünkü. Müzik açmaya bile fırsat bulamadım eve geldiğimde, aşırı açım. Derhal bir şeyler yapıp yemeliyim. Böyle uğraşır dururken sokaktan kulağıma bir ses çalınıyor. Bir müzik sesi... Akordiyon sesi bu! Çok uzakta ama yine de kesintisiz duyabiliyorum melodiyi. Bir müziğim eksik derken müziğim kendi ayağıyla çıkageldi bu akşam üzeri. Kim bilir kime yapılan bir jest dedim kendi kendime. Bir kutlama veya bir evlenme teklifi geldi nedense ilk aklıma.  Derken yaklaşır oldu ses. Bizim sokaktaydı artık. Yok dedim gezerek teklif edilmez sonuçta bu başka bir şey. Şöyle bir baktım kapıdan elimin soğanıyla. Yanında çocukları ile akordiyon çalan bir baba. Her apartmanın ziline basıp yukarı bakan çocukları. Ve yukarıdan para sallayan bir kaç mahalle sakini. Güzel bir...

Bir Dizi: Fargo

Bu yazıyı yazarken Haziran'ın ne ara geldiğini ve neredeyse bitmek üzere olduğunu hiç fark etmediğimi gördüm.Günlerin sırasını karıştırdığım yetmezmiş gibi bir de başıma aylar çıktı, eyvah eyvah! Hobilerimin üzerine gitme konusunda zamansızlık problemi yaşıyorum işten dolayı. En kısa zamanda yoluna koymam gereken bir sürü hobim var. Kitaplarım, odamda dekorasyon olmayı bekleyen origamilerim, kartpostallarım, yazılacak mektuplarım, filmler ve diziler... Bunların bir çoğu beklemede olsa da film ve dizi izleme konusunun üzerine inatla gitmeye çalışıyorum. Bu arada bu zamana kadar hiç izlediğim dizilerden bahsetmemiştim değil mi? O zaman bir başlangıç yapalım bu konuya da. Son zamanlarda inanılmaz keyif alarak izlediğim bir dizi var, ki kendisi " Fargo ". Dizi 1996 yapımı Coen kardeşlerin filminden (Fargo) esinlenerek çekilmiş. Ki ben hala filmini izlemedim, önceliği diziyi bitirmeye verdim. Konusuna gelince suç, kara mizah türünde olan bu dizi, bu türü sevmeyenlere bile k...

Gökkuşağı ve Venedik

20.06.2015  Ben  ilk defa  gökkuşağını yakından gördüm. Uçağımız henüz Denizli'ye inmişken kokpitten haberi geldi, sağ tarafta mükemmel bir gökkuşağı var diye.Tertemiz bir hava ve gökkuşağı. Kaynak 21.06.2015  Ben İlk Defa , Venedik'teyim. Dün gece yerel saat ile 1'de Venedik' in ışıltısını gökyüzünden seyrederek iniş yaptık. İlk defa gecenin karanlığına, gökyüzündeki kara bulutlara karşın bir şehrin ışıltısını bu kadar uzun soluklu izledim ve hayran kaldım. Ve bu sabah tüm yorgunluğuma rağmen yalnız başıma şehir merkezine indim, sokaklarında gezdim, gondola binmesem de binenleri izledim bir duvarın üstünde oturarak. İlk defa bir şehirde tek başıma turisttim ve bunu çok sevdim. Kaynak

Ben ilk defa...

Nereden başlasam nereden başlasam... Hmm buldum tamam önce bir kısa özet geçeyim sonra yeni bir serinin haberini vereyim size. Roma dönüşü iki günlük tatilim vardı. Uçuşlardan çok yorgun geldiğim her sefer diyorum ki "İki günlük tatilim bi gelsin evden dışarı çıkmıcam!". Sonra o boş günler geliyor ve ben dışarıdan eve girmiyorum. Hele bu son iki günde gerçek manada eve girmedim. İki günde iki farklı arkadaşımda kaldım. İlk gün uçuştan gelir gelmez attım kendimi sokağa Üsküdar'a gittim. Ufak çaplı bir kız gecesi yaptık. Temamız yorgunken ne kadar sohbet edebiliriz idi. Lakin pek uzun sürmedi, kelimeler ağızda hebele hübele edince hepimiz uyku moduna geçtik ve bir gecemiz böylece bitti. Ertesi gün de yine Üsküdar'da bu kez Mutlu Keçi 'de kaldım. Yazılarında bahsettiği şu çatı katı evi bizzat görmek istedim. Çatı katı odalara bayılırım. Mutlu'nun evine ise aşık oldum. Terasta içimiz titreyene kadar inat ettik yıldızlara karşı dertleştik, sohbet ettik. Azıcık de...

Bir Fragman- Roma

İlham kedisi nihayet çocukluğundan beri hayalini kurduğu, nedenini bilmese de hep hayal dünyasında yazdığı hikayelere mekan belirlediği şehre kavuştu! Roma'dayım, a dostlar! Günlerdir oradan oraya savrulurken gökyüzünde çizdiğim çizgilerin rotası iyice birbirine girmişti. Hani bir şekil çıksa o uçağın rotasından, ne çıkardı merak ediyorum. Artık nereye uçtuğumun çok farkında olmadan tek benimsediğim havalimanlarının evim olduğuydu. Havaalanından burnumu çıkardığım tek yer ise İstanbul iken bugün kendimi Roma'nın havasını solurken buldum. Dün gece Roma uçuşum olduğunu ve orada kalacağımı öğrendiğimde ''evet'' dedim ''evet, artık evrenle aramızda çok sağlam bi iletişim var ve tüm mesajlarım doğru iletiliyor''. Hemen akabinde de evde halay havasına girdim çünkü söyledim ya, Roma benim hayal şehrimdi. Bundan üç yıl önce üniversitenin bir projesi ile İtalya'ya gittiğimde Floransa yakınlarındaydım ve Roma'ya gitmek için izin alamamıştım. O ka...

Her dilde "Merhaba"!

Artık bir konuyu açıklığa kavuşturmamızın vakti geldi, sevgili blog! Son aylarda çoğu yazımda "iş"im ile ilgili küçük detaylardan bahsediyorum. Mülakata çağrıldığımdaki heyecanım, kabul mailimi aldığımdaki çılgın sevincim hep buradaydı. Sonra size dedim ki "Artık İzmir maceram bitti, iş sebebiyle İstanbul'a taşınıyorum". Hatta işe başlangıç öncesi iki ay eğitimim var da dedim. Ben bunları anlatır dururken söylemediğim tek şey işin ne olduğu idi. İki ay çok uzun bir süreçti. Eğitim boyunca neler ile karşılaşacağım belli değildi. İşe başladığımda nasıl olacağı ile ilgili de korkularım vardı.Diyeceksiniz ki ,şimdi bunlar yok mu? Evet yine var. Sanki söylersem büyü bozulacaktı ve bir şeyler yolunda gitmeyecekti. O yüzden kendime dedim ki "Her şey ilk güne bağlı. O 'ilk gün' güzel olacak ve ben artık bu heyecanımı da paylaşacağım". İlk gün  1 Haziran'dı... 1 Haziran günü sabah 05:35'te kalktım. Geceden ütülediğim üniformamı giydim. Saçları...