Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Apartman Sohbetleri #7 ''Saçmalardan Seçmeler''

12505 metre yükseklikten 750 km hızla herkese selamlar! Bir yazımda daha konumum dolayısıyla havamdan geçilmiyor, farkındayım. Hatırlarsanız 5 günlük mükemmel bir Barcelona kaçamağı yaptığımı gerek bir önceki yazımda , gerek instagram hesabımda cümle aleme ifşa etmiştim. Şimdi İstanbul’a dönüş yolundayım ve sıra en saçma zevkimi cümle aleme ifşa etmeye geldi. Ey meydan okuma, sen neler yaptırıyorsun insana öyle! Şimdi bunu açıklayabilmem için yine pılımızı pırtımızı toplayıp benim çocukluğuma gitmemiz gerekiyor. İtiraf ediyorum, benim çocukluktan beri gizli kuytu köşelere hatıra bırakma huyum var. İlk olarak ne zaman nüksettiğini hatırlamıyorum. Ama bir gün fark ettim ki, yerçekimine ve rüzgara kendini bırakmış herhangi bir şey beni inanılmaz rahatlatıyor. Bunu fark ettiğim andan sonra, taşındığımız eve, hoşuma giden bir ağaca veya herhangi bir şeye, çantaya, bisiklete vesaireye bir şey bağlayıp aklımca hatıra bıraktım.  O bağladığım ipin, kurdelenin veya benzerlerinin ben yo...

Apartman Sohbetleri #5 #6 ''Yetenekli Bisküvi''

Tam şu an Barcelona'nın güzel sokaklarından birinde bulunan evimden yazıyorum. Ara sıra yazıdan başımı kaldırıp manzarayı görebilmek ve bu anın tam içinde olduğumu kendime hatırlatabilmek için burayı seçtim. Balkon demirlerindeki yağmur damlalarına bakıp mutlu oluyorum. Barcelona'nın çapkın yağmurları, buz gibi damlayarak kalbime girmenin sinsi yollarını biliyor. Bir sokakta ansızın karşıma çıkan rengarenk bir festival ile Barcelona'nın sokakları da aynı şeyi yapıyor. Havası, kokusu, renkleri, büyüsü herşeyi ile bazı şehirler insanı kendine aşık edebiliyor. Burası, o şehirlerden! Fotoğrafla sizi de biraz olsun çekebildiysem bu ana, meydan okumanın bir diğer sorusu ile kaldığımız yerden devam edebiliriz. Gereksiz Bir Yeteneğin Var mı? Ah ah, olmaz mı! Ama önce şunu belirterek başlamak istiyorum. Yeteneğin gereksiz olması ilk başta bana biraz tuhaf gelmişti. Yetenek yahu, diğerlerinde olmayan veya nadiren olan bir şeyin sana bahşedilmesi gereksiz olamaz ki demiştim. ...

Apartman Sohbetleri #4 ''Kahraman''

Sevgili blog,  Şu an sana 12495 metre yükseklikte saatte 690 km hızla yazıyorum. Sağımda uçsuz bucaksız mavilik ve pamuksu bulutlar, hemen altımda ise hayranı olduğum karlı zirveler. Ve sanırım 10 dakika sonra Barcelona için alçalmaya başlıyor olacağız. Yanılıyorsun. Bu kez yolcu koltuğundayım. Ve bu kez havalimanında beklenen benim. Meydan okuma devam ededursun, ben Barcelona’da müthiş şeyler yapıyor olacağım. Uğrayamazsam darılma sakın. Ama merak edersen bol bol Instagram’da olacağım. Şimdi gelelim sorumuza; Çocukluk Kahramanın Kimdi? Meydan okumanın en zor sorusu bu benim için. Kahraman denilince, gelip seni kurtaracak bir insan tanımlamaya çalışıyorum çünkü. Gel gelelim çocukluğumda kahramanca davranışlarına hayran kaldığım biri olmadı etrafımda, ailemde. Ama hayranı olduğum, yetenekleriyle bir süper kahramana benzettiğim bir ünlü olduğunu hatırladım sonra. Güzel olan şey ise, bu kişi sadece çocukluğumun kahramanı olarak kalmadı. Benim için hala öyle, ...

Apartman Sohbetleri #3 ''Akşam Sabah Çiçeği ''

Meydan okumanın üçüncü sorusu, bu sorular içinde en ama en sevdiğim! Her biri ayrı tatlı. Her biri bizi alıp çocukluğumuza götürüyor.Her biri biraz olsun orada kalmamızı ve o anların havasını yanımızda hissetmemizi sağlıyor. Ama bence en çok bu soru bizi o çocukluğun ruhuyla buluşturuyor. 7 yaş pantolonunu bulsak cebinden ne çıkardı? Bu soruyla karşılaşınca insan gerçekten bir kaç saniyeliğine çocuk olmuyor mu? Çocukluktan bir anın içine düşüyor hızlıca. Küçük elini cebine atıyor ve eline ne geldi diye açıp avucuna bakıyor. İşte bu yüzden bu soru en sevdiğim. Benim buna cevabım ta en başından beri belliydi aslında. Yine de dün gece annemi aradım. Gece saat 11 buçuğu geçiyordu ve bi önceki konuşmamızda ''yeni geldim uçuştan, uyucam galiba'' dememe rağmen ikinci kez arayınca kadıncağız ''hayırdır inşallah'' diye açtı telefonu. ''Anne ya bişey sorcam. Benim 7 yaş pantolonlarının cebinden ne çıkıyordu, hatırlıyo musun?'' ''......

Apartman Sohbetleri #2 ''İngilizcecilik''

Yettim yettim! Meydan okumanın ikinci günündeyiz resmen. Ve herkesler almış başını gitmiş. Neler neler yazılmış of! Hala açıp bakamadım ama döner dönmez ilk iş akşamlara kadar yazılarınızı okuyup yorumlamak olacak. Şimdi bloglarınıza bir kaç Tayland tıklaması geldiyse bilin ki o benim! :) Hadi meydan okuyoruz dedim ve hemen ardından kalktım Bangkok'a uçtum. Bir de hastayım ki sorma yani. Kulaklarım, burnum tıkanmaktan patlamaya geçti artık. Gerçekten son 3 gündür hastalıktan kafam kalkmıyor. İnatla uçuşlara devam ediyorum ve faturasını ağır ödüyorum. Ama ne yapalım. Bir kaç gün sonra tüm bu dertlerim geçecek, hastalıklarıma yeni bir motivasyonla çare bulacağım diye düşünerek dayanıyorum. Evet, çok gizliden hayatımla ilgili reyting de yaptığıma göreeee gelelim meydan okumanın ikinci sorusuna! İşin fenası, az daha kendi meydan okumama katılamayacaktım. Dur neyse, geldim.  ''Çocukluk Eğlencen Neydi?'' Bi insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur denir ya, hakika...

Apartman Sohbetleri Hakkında

'' Apartman Sohbetleri Meydan Okuması '' daha şimdiden kalabalıklaşıyor ve ben keyiften dört köşe oluyorum. Konuyu komuşuyu çağıranlar, şimdiden yazanlar veya yazacaklarını listeleyenler var ve hepsini sarılıp öpmek istiyorum. Buraya geçerken uğradıysanız ve nedir bu Apartman Sohbetleri derseniz şuraya alabiliriz sizi.  İlk soruyu ev sahibesi olarak önceden yazdım biliyorsunuz. Sorumuz ''Nasıl Bir Apartmanda Büyüdün?'' idi. Onu yazdıktan sonra araya biraz zaman koydum ki, hafta sonu buluşması gibi olsun, çalışan çalışmayan herkes bu sohbete gelebilsin dedim. Şimdi bu yazıda Meydan Okuma ile ilgili aldığım bazı sorulara şöyle bir açıklık getirmek istiyorum. Bu meydan okumaya katılım aşırı serbesttir. Katılmak için blog yazmanız gerekmez. Buraya uğrayıp, yazıların altına kendi cevaplarınızı yazarak da katılabilirsiniz. Maksat biz bize sohbet etmek ve herkesin hayatındaki geçmiş güzel anıları canlandırmak.  Düzenli yazamam deyip meydan oku...

Apartman Sohbetleri #1 ''Balkon''

Bir ev sahibesi olarak, Apartman Sohbetleri konulu meydan okumamız ın ilk sorusunu artık yazma vaktim geldi. Bu soruyu cevaplayarak meydan okumayı an itibariyle resmen başlatıyorum. Yine de şunu belirtmek istiyorum. İkinci soruyu Cuma günü yazacağım. Yani o güne kadar zaman bulmakta zorlananlar olursa, hiç telaşa kapılmasın. Ve hatta, o güne kadar daha bir kalabalıklaşırsak, konu komşuyu da bu blogda kahveye çağırırsak pek bir hoş olur doğrusu. Cumadan itibaren de cevaplarda yardırmalı, meydan okumalı günler başlıyor olacak. Neresinden yakalarsanız, tutun katılın. S o r u l a r ı n   t a m a m ı   v e    h i k a y e s i   i ç i n   b i   t ı k ! Öyleyse, meydan okuma başlasın! Nasıl Bir Apartmanda Büyüdün? Çocukluğum boyunca, doğduğum evi de sayarsak tam üç ev taşıdık. Yani çocukluk anılarım mekanlara bölünmüş gibi olsa da, benim hatırladığım anıların neredeyse hepsi ikinci evimizde. O yüzden size o evi anlatacağım. Söke'de Yeltepe diye bir ma...

Meydan Okuyorum!

Ben geldiiim! Hem de öyle bir geldim ki, ellerim kollarım dolu bir şekilde! Evet, bir sürprizim var. Bu blogda daha önce yapılmamış yepyeni bir şey ile çıkageldim yine. 2017 hayatımda olduğu kadar blogumda da türlü türlü yeniliklere ev sahipliği yapıyor. Hazır lafı gelmişken şimdiye kadar çok sevdim kendisini, umuyorum aramız açılmaz diye de belirtiyor, yeni yılın kulağını ufacık bir çekiyorum. Her neyse, gelelim sürprizime... Hazır mıyız?  Ver trampetlerle gerilim müziğini hızlı hızlı;   ''  tıpıtıpıtıpı tııııııp''... Duyduk duymadık demeyin! Bu bir   CHALLENGE   , bir    SALANJ   bir   MEYDAN OKUMA  yazısıdır! İstenilen  herhangi bir şekilde adlandırmak ve hunharca katılmak serbesttir! Hodri meydan demeden önce konuyla ilgili bahsetmek istediğim şeyler var. Konumuz '' Apartman Sohbetleri ''. Ve konunun da, soruların da sahibi  İlker Gümüşoluk . YouTube'da videodan videoya zıpladığım bir gün, şans...

Bekle beni YouTube!

2018'e kadar yapmak istediklerimi yazdığım bir liste var. Sonu açık bir liste. Sürekli bir yenisini eklemeye müsait. Önemli olan tek şey, 2018'e ulaşmadan bunları yapabilmem. Hepsini yapabilirsem, benden mutlusu olmayacak. Ama ola ki yapamadım, bir sonraki yıla bayıla bayıla devredeceğim onları. Bu böyle sürüp gidebilir. Eski maddeler, yeni maddelerin arasına karışabilir. Ta ki, gerçek olacakları güne kadar aklımın bir köşesinde kalabilirler. Evet, şimdi gelelim bu maddelerde yazdığım ve en nihayetinde gerçekleştirdiğim bir şeye... Belki 2016'nın başından beri aklımda olan, acaba nasıl olur diye yer yer düşündüğüm bir şeyi gerçekleştirdim. Ve tam az önce bu bahsettiğim yeni yıl listesini elime alıp, o maddenin üzerini keyifle çizdim. Ben öyle yeni bir şeye giriştim ki! (Ver gerilim müziğini) Ama hakikaten olur mu olmaz mı, ay nasıl yaparımlarla geçirdiğim aylar sonunda oldu bitti! Hazır mıyız duymaya? Öhöm öhöm! Açıklıyoruuum. Ve... Ve... Ve İlham Kedisi art...