Ana içeriğe atla

(16) (17) (18) Bezelye, Koç, Konser

Size hem el yazımı gösterip hem de müthiş bezelye yemeği sırrımı paylaştım hanımlar! Uyduruktan karalamalarımı göstermek istemedim. Yemek not defterimde her şeyi ilkokul çocuğuna anlatır gibi yazıyorum genelde. Bi kaç yıldır yemek yapmaya başladığım için henüz bu işte başlangıç düzeyindeyim, hor görmeyin. İşte benim yazım, tombik harflerden oluşan comic sans'ın yandan yemiş hali :)

 17. gün sorusuna geçebilirim. Burcum Koç, yükselenim Aslan. Aslan yelesi saçlarımı yükselenimden almışım. Annem daha iyi anlar bu burç işlerinden. Ama ona kalsa Keçi burcuyum gerçi de. Vallahi inan tam bilmiyorum burcumun hangi yönlerini almışım. Dışa dönüklük dışındakilerin çok farkında değilim.

İlk gittiğim konser sorulmuş. Sanırım Fanta Gençlik Festivali idi. Beyaz, Sertap Erener ve Emre Aydın üçlüsü olanına gitmiştik annem, kardeşim ve ben. Kuşadası'ndaydı. Ondan önce mi sonra mı tam emin olamadığım bir konser de belediyenin getirdiği Grup Seksendört konseriydi.
Soru tam bugünün sorusuymuş, birazdan da konsere gidiyorum. Yeni Türkü, Jolly Joker'de. Gelin diye söylüyorum saat 10'da başlıyor.

Blogda bahsetmiştim, Redd konserine gittiğim günden. Redd'in sadece tek bir şarkısını bilen bir arkadaşım vardı o gün benimle gelen. Kendisi dünya tatlısı olduğu için tüm şarkıları sular seller gibi bilen beni konserde yalnız bırakmamak için benimle gelmeyi kabul etmişti. Tüm konser boyunca da deli gibi eğleniyormuş imajından ödün vermemişti yine sırf benim için. Şimdi ödeşme zamanı dedi ve bu kez o beni Yeni Türkü konserine götürüyor. Ama ben ondan öndeyim ki, çok şarkısını biliyorum Yeni Türkü'nün. 3 gündür de hızlandırılmış bir müzik listesi programı ile konsere hazırlık yaptım. Sonuçta konser demek avaz avaz bağırarak şarkı söylemek demek. Bir şarkı dahi geri kalmamak lazım.
Bezelye yemeği ile ilgili yorumlarınızı bekliyorum hanımlar. Şaka şaka, asıl gelin konsere eğlenelim.
Sevgiler,
İlham Kedisi

Yorumlar

  1. Yanıtlar
    1. Ah konser cağnım konser çok keyifliydi gercekten :)) şuraya video ekleme işini becerebilsem mini konser yapıcam burda ama ııh cık olmuyo 😐

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meydan Okuyorum!

Ben geldiiim! Hem de öyle bir geldim ki, ellerim kollarım dolu bir şekilde! Evet, bir sürprizim var. Bu blogda daha önce yapılmamış yepyeni bir şey ile çıkageldim yine. 2017 hayatımda olduğu kadar blogumda da türlü türlü yeniliklere ev sahipliği yapıyor. Hazır lafı gelmişken şimdiye kadar çok sevdim kendisini, umuyorum aramız açılmaz diye de belirtiyor, yeni yılın kulağını ufacık bir çekiyorum. Her neyse, gelelim sürprizime... Hazır mıyız?  Ver trampetlerle gerilim müziğini hızlı hızlı;   ''  tıpıtıpıtıpı tııııııp''... Duyduk duymadık demeyin! Bu bir   CHALLENGE   , bir    SALANJ   bir   MEYDAN OKUMA  yazısıdır! İstenilen  herhangi bir şekilde adlandırmak ve hunharca katılmak serbesttir! Hodri meydan demeden önce konuyla ilgili bahsetmek istediğim şeyler var. Konumuz '' Apartman Sohbetleri ''. Ve konunun da, soruların da sahibi  İlker Gümüşoluk . YouTube'da videodan videoya zıpladığım bir gün, şans...

Sabahları 5'te uyanmak (Kargalara selam olsun)

 Ey uykucu ahali ve çok sevgili kargalar! Toplanın yamacıma, neden sabah 5’te kalkıyorum, nereden çıktı bu iş ve nereden geliyor  bu motivasyon onu anlatmaya başlıyorum.  Birden fazla motivasyon kaynağım var aslına bakarsanız. Yapmak istediklerim, yarım bıraktıklarım, sabahın sessizliği, gün doğumunun güzelliği, kendime zaman yaratma ihtiyacım falan filan diye başlıklarım uzar gider.  Ama yine de hepsi birlikte toplanıp gelse bile beni yataktan çıkarmaya yetmiyordu. Uyanmak için tek bir şartım vardı; “havanın aydınlanması” .  Sabahın karanlığı bana geceleri uyanıp işe gittiğim günleri hatırlattığı için işi bırakmamla birlikte (bilmeyenler için mini bilgi, hostestim) fark etmeden yeni bir alışkanlık geliştirmiş oldum. Hatta bu alışkanlığın kendime koyduğum bir kural olduğunu sonradan fark edecektim; ''  artık hava aydınlanmadan uyanmana gerek yok, artık karanlıkta kalkmak zorunda değilsin,artık gece uykunu bölmek zorunda değilsin... '' Bunu kendime ödül olar...

Osaka'ya Uçtum!

Turna kuşu bilinen en eski origami figürüdür. Aynı zamanda özel bir anlamı vardır. Bin tane turna kuşu yapan kişi bir dilek hakkına sahiptir. Japonlar güzel dilekleri için turna kuşu yapmayı sihirli bulurlar. Nereden mi biliyorum? Üniversite son sınıftayken keşfedip katıldığım bir origami atölyesinden. Bu atölyeden bana kalan turna kuşu figürü hiç unutmadığım, gözüm kapalı yaptığım bir şey oldu benim için. Origami kağıdı bulduğum zamanlarda şanslıydım. Ama çoğunlukla ya renkli bir kağıdı, ya bir gazeteyi, ya da eski bir kağıt parayı origamiye çevirdim. Hiç bir şey yapamadığım zamanlarda elime bir kağıt alıp katlamayı ve onu kuşa çevirmeyi sihirli buluyorum ben de. Turna kuşu sayım bin oldu mu bilmiyorum. Hala bir dilek hakkım oldu mu bilmiyorum. Büyük dileğim için en baştan oturup bin tane kağıt katlamaya başlasam iyi olur. Ama son zamanlarda evrene gönderdiğim mesajların bir şekilde iletildiğinin de farkındayım. Bundan çok önce, daha origami yapmaya bile başlamadan önce kendime -kend...