Ana içeriğe atla

(7) Pijamalı

Saçaklı bugün sormuş, 'Yatarken ne giyersiniz?' diye. En rahatından, beli lastiklisinden bir adet pazardan alınmış pijama altı (ve üzerine bilmem kaç yıl dışarıda giyilmekten fenalaşılmakla birlikte gece kreasyonlarına terfi etmiş bir adet tshirt tabii ki! Dün geceki pijama takımımdan (!) bir çift fotoğraf da size merhaba demekte...
Küçükken pijama alışkanlığını edinmekte çok zorlandığımı hatırlıyorum. Hayır, zaten evdeyim tüm gün eşofmanla falan takılıyorum nihayetinde. Ev pis mi yani, bi tek  yatağı temiz tutuyoruz üstümüzü değiştiriyoruz gibilerinden hep kaytarmaya çalışırdım. Diş fırçalama mevzuu da böyleydi. Salak yapardım onu da aklım sıra. Salaklık bu ya, neyse.. O zamanlar her gece yaptığım tek şey bir gece önceden okul çantamı hazırlamaktı. Allahtan o kadar velet değilmişim. Bir yerlerde düzen istermişim de, sadece tembelmişim.


Sonra büyüdük, serpildik, genç kızlığa adım attık ve hanımlığımıza yakıştıramadık pijamasız uyumaları. Hatırlıyorum lisedeyken harçlığıma kıyıp o zamanın parasıyla 30 liraya pijama takımı almıştım. O zamanın parasıyla diyorum bak sene 2005 falan.
Pijamaya verdiğim o para kendi kendini ödesin diye değil ama ben onu üniversite zamanı bile giydim. Dizleri falan yer yer sökülmüştü artık ama atamıyordum arkadaş yok yani. Sonra bir gün annemin elinde cam silme bezi haline dönüştüğünü gördüğümde yapacak bir şey yoktu. Neyse ki üstü duruyordu. O da öyle bir kaç yıl taşındı benimle oradan oraya.

Kışın vazgeçilmezim de polar alt-üst takımları. Her ne kadar tenin hava almasını engellemesi açısından sağlıksız olduklarını duysam da, sıcak tutuyor beni ayıramazsınız! Bu kış Beşiktaş'tan aldığım bir polar takım var ki, aşığım ona. Polar sabahlığı var beli bağlamalı falan, yerim gerçekten.
Ananem yeni bişey aldığımda üstünde eskisin derdi. Söz dinleyen bir torunum neyse ki...

Aklıma şimdi geldi bak! Bir de orta okuldayken annemle bir okul çıkışı aldığımız gecelik var. Üzerinde Bugs Bunny resmi olan dev gibi XL tshirtü gecelik diye satıyorlardı o gün. İçinde kaybolmuştum ama çok sevmiştim. Doğru tahmin ettin, ben onu da hala giyiyorum. Artık mini bi gecelik oldu ama çok seviyorum atmalara kıyamıyorum. Bir kaç söküğü yok değil onun da, ama işte benim de hayatta takıntılı olduğum iki pijamam var sadece çok görmeyin :)

Ne derler bilirsiniz, ben pijamaya pijama demem pijama diz yapmadıkça!

Sevgiler,
İlham Kedisi

Yorumlar

  1. Canım ilham kedisi, umarım yakın zamanda mailine de bakarsın, belki oradamahçup bir yüzde vardır :(
    Pijama yazına çok güldüm :) Eşim şimdi Batumda,o yazın da pek güzel oldu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı balıkcığımmm ! Bu yorumu yazmasan mail kaybolup gidecekmiş çok üzüldüm :/ (Mahcup suratlar kafa kafaya versin o zaman)
      Batum yazısını daha fazla bekletmediğime daha fazla sevindim bak şimdi bu güzel haber :)
      Sevgiler öpücükler! Maile bak maile :))

      Sil
  2. otuz liranın hakkı verilmiş. o dizler çıkacak! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şort yapıp yaz kreasyonuna geçirebilirim belki artık 😅 :))

      Sil
  3. :D Victorias Secret'tan vaz geçemiyorum diyen nice hatunlar var ki kocaları sevgilileri iş gezisine çıktığında zuladan en pamuklu en mikili basma pijamaları çıkarıp giymesinler :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahaha bak bunu iyi dedin 😄 :)) Valla benim olayım mikiler bagsbaniler onlar olmadan uyuyamam uyusam da o uyku bende egreti durur :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Meydan Okuyorum!

Ben geldiiim! Hem de öyle bir geldim ki, ellerim kollarım dolu bir şekilde! Evet, bir sürprizim var. Bu blogda daha önce yapılmamış yepyeni bir şey ile çıkageldim yine. 2017 hayatımda olduğu kadar blogumda da türlü türlü yeniliklere ev sahipliği yapıyor. Hazır lafı gelmişken şimdiye kadar çok sevdim kendisini, umuyorum aramız açılmaz diye de belirtiyor, yeni yılın kulağını ufacık bir çekiyorum. Her neyse, gelelim sürprizime... Hazır mıyız?  Ver trampetlerle gerilim müziğini hızlı hızlı;   ''  tıpıtıpıtıpı tııııııp''... Duyduk duymadık demeyin! Bu bir   CHALLENGE   , bir    SALANJ   bir   MEYDAN OKUMA  yazısıdır! İstenilen  herhangi bir şekilde adlandırmak ve hunharca katılmak serbesttir! Hodri meydan demeden önce konuyla ilgili bahsetmek istediğim şeyler var. Konumuz '' Apartman Sohbetleri ''. Ve konunun da, soruların da sahibi  İlker Gümüşoluk . YouTube'da videodan videoya zıpladığım bir gün, şans...

Sabahları 5'te uyanmak (Kargalara selam olsun)

 Ey uykucu ahali ve çok sevgili kargalar! Toplanın yamacıma, neden sabah 5’te kalkıyorum, nereden çıktı bu iş ve nereden geliyor  bu motivasyon onu anlatmaya başlıyorum.  Birden fazla motivasyon kaynağım var aslına bakarsanız. Yapmak istediklerim, yarım bıraktıklarım, sabahın sessizliği, gün doğumunun güzelliği, kendime zaman yaratma ihtiyacım falan filan diye başlıklarım uzar gider.  Ama yine de hepsi birlikte toplanıp gelse bile beni yataktan çıkarmaya yetmiyordu. Uyanmak için tek bir şartım vardı; “havanın aydınlanması” .  Sabahın karanlığı bana geceleri uyanıp işe gittiğim günleri hatırlattığı için işi bırakmamla birlikte (bilmeyenler için mini bilgi, hostestim) fark etmeden yeni bir alışkanlık geliştirmiş oldum. Hatta bu alışkanlığın kendime koyduğum bir kural olduğunu sonradan fark edecektim; ''  artık hava aydınlanmadan uyanmana gerek yok, artık karanlıkta kalkmak zorunda değilsin,artık gece uykunu bölmek zorunda değilsin... '' Bunu kendime ödül olar...

Osaka'ya Uçtum!

Turna kuşu bilinen en eski origami figürüdür. Aynı zamanda özel bir anlamı vardır. Bin tane turna kuşu yapan kişi bir dilek hakkına sahiptir. Japonlar güzel dilekleri için turna kuşu yapmayı sihirli bulurlar. Nereden mi biliyorum? Üniversite son sınıftayken keşfedip katıldığım bir origami atölyesinden. Bu atölyeden bana kalan turna kuşu figürü hiç unutmadığım, gözüm kapalı yaptığım bir şey oldu benim için. Origami kağıdı bulduğum zamanlarda şanslıydım. Ama çoğunlukla ya renkli bir kağıdı, ya bir gazeteyi, ya da eski bir kağıt parayı origamiye çevirdim. Hiç bir şey yapamadığım zamanlarda elime bir kağıt alıp katlamayı ve onu kuşa çevirmeyi sihirli buluyorum ben de. Turna kuşu sayım bin oldu mu bilmiyorum. Hala bir dilek hakkım oldu mu bilmiyorum. Büyük dileğim için en baştan oturup bin tane kağıt katlamaya başlasam iyi olur. Ama son zamanlarda evrene gönderdiğim mesajların bir şekilde iletildiğinin de farkındayım. Bundan çok önce, daha origami yapmaya bile başlamadan önce kendime -kend...